Kendi kendimize arttırdığımız mutsuzluklarımız

Bugün Hürriyet İK’da çalışanların kendilerini değerli hissetmediklerine dair bir yazı çıktı. Yazı çalışanlarla yapılan bir anket baz alınarak kaleme alınmış, ve bu anketin sorularından biri şöyle: – Çalışanların yüzde 97’si Pazartesi işe gitmeyi iple çekmediğini söylüyor. Uzuuun uzun baktım bu cümleye. Tabii aklıma sorular üşüştü klasik: – Her Pazartesi aynı olmak üzere ne yapıyor olsaydın iple… Read More Kendi kendimize arttırdığımız mutsuzluklarımız

Güçlü yönleri tanımak ve parlatmak

Koçluk sertifika programını bitireli 1 yıldan fazla oldu. Koçluğun temeli kişinin değerlerini ve güçlü yönlerini çıkarıp, seçimlerini ve aksiyonlarını bu değer ve güçlü yönler ışığında şekillendirmek oluşturur. Programda biz de koç adayları olarak kendi değerlerimizle temasa geçmiş, güçlü yönlerimizin farkına varmıştık. Bugün elime program sırasında kendimle ilgili yazdığım notlar geçti. Yüzleşmelerim, farkındalıklarım, güçlü yönlerim… Elimdeki… Read More Güçlü yönleri tanımak ve parlatmak

Paşabahçe: Çalışanla Rekabet Avantajı Yaratmak

Son 3 senedir yılbaşı hediyelerimi Paşabahçe’den alıyorum. Klasik bir Türk insanı tavrıyla son günlerde yapıyorum alışverişimi (kasada da mutlaka birileri Türk’üz işte yine son güne kaldık muhabbeti yapıyor oluyor 🙂 ).  Paşabahçe Aralık ayının son günlerinde deli kalabalık oluyor. Ve o kalabalıkta kimse de tek parça birşey alıp gitmiyor, ortalamada en az 5-6 parça alıyorlar.… Read More Paşabahçe: Çalışanla Rekabet Avantajı Yaratmak

En kötü yönetici türü: ‘Ama aslında o çok iyi bir insaan’

İyi yönetici-kötü yönetici kıyaslaması ve tarifleri konusunda ne ilk ne son yazı bu. Annemizden babamızdan eşimizden dostumuzdan daha çok yöneticimizle görüşmeye devam ettiğimiz müddetçe (ki bu çalıştığımız müddetçe) bu konu soframızda meze olmaya devam edecek. İyi yöneticiyi ayıran da aslında duygusal zekası olacak, sadece her yeni yazıda bu farklı kelimelerle tanımlanıyor olacak.  Bu yazıda ise… Read More En kötü yönetici türü: ‘Ama aslında o çok iyi bir insaan’

Analizci yarı robotlar olduk, hadi geri insan olalım (PERYÖN 2014 Kongresinin ardından)

Evet yutması hazmetmesi zor. Farkındalığı artınca insana ağırlık çöküyor.  “Türkiye’de hangi yaşta ne alınıyor biliyoruz. Atıyorum 28’inde bir beyaz yakalı araba taksidine girmiş oluyor. Matrix’te yaşıyor gibiyiz yani, sadece kosmosun çok ilgilenmediği citroen mi alayım ford mu gibi kararlarımız var.” Ateş İlyas Başsoy’un cümleleri sanki zamanı ağırlaştırıyor. Kararlarımızı kendimiz veriyoruz zannederken aslında otomatik pilotta gidiyoruz… Read More Analizci yarı robotlar olduk, hadi geri insan olalım (PERYÖN 2014 Kongresinin ardından)

Bu Blog PERYÖN İK Blog Yarışması’nda yarışıyor…

PERYÖN kongresine günler kala, insan kaynakları konusunda bloglarında içerik ve fikir üretenleri ödüllendiren PERYÖN İK Blog Yarışması da başladı. Bloğum da adaylar arasında. Sizlerle paylaştığım içeriği beğeniyor, insan kaynakları alanında fikir ürettiğimi düşünüyorsanız beni destekleyebilirsiniz. Oy vermek isterseniz aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: http://www.biotekno.biz/peryon/ik_blog_oylama.php Şimdiden teşekkürler…