Bir lütuf ve bir lanet: ‘Senden hiç beklemezdim’

Ortaokuldaydım sanırım. Karne günü; tüm notlar 5, bir tane 4 var sanıyorum. Annemle bir arkadaşının evine gitmişiz. Arkadaşının kızının ortalama bir karnesi var, hatırladığım kadarı ile tek 5i var falan. Ama ballandıra ballandıra bana kendisine alınan karne hediyesini anlatıyor. 

Benim karnem hep iyi gelir ama annem hiç karne hediyesi almaz bana?

Almaz tabi, alıştırmışsın. Bak benim notlarım dalgalanır, böylece biraz yükseldiğinde hemen aferin der bana hediye alırlar. 

O ne yahu? 

Hayatın adil olmadığına dair dersler vol 5.  

Bu beklenti meselesi var ya, hayatı çok karmaşıklaştırıyor. 
İnsanın rasyonel olmamasının en büyük kanıtlarından da biri. 

Bir insanın karşısındaki insan veya kurumla ilgili tatmin hissi, o insan veya kurum ile ilgili beklentisine, dolayısıyla algısına göre değişiyor.  

Herkesin geç kaldığı bir durumda, hep dakik olan kişi trip yiyor. 

İşinin kalitesi hep yüksek olan çalışan, hata yaptığında daha çok dikkat çekiyor. E diğerlerinin nasıl çalıştığını biliyoruz zaten, değil mi?

Kurumsal bir yapı kuruyorsun, bir ufak uygulama hatası yapıyorsun çalışan gelip hesap soruyor. Merak edip eski çalıştığı yeri soruyorsun, bırak o hatayı o sistem bile  yokmuş, ama orası ‘öyle bir yer’miş zaten. 

Geçen gün bir ekip hatalı bir karar verdi. Olabilir. Peki ‘bu kararı nasıl verdiniz?’ diye hesap sorulan kim oldu? Kararlarının doğruluğu ile bilinen kişi. Diğerlerinin ruhu bile duymadı. 

Hayat böyle adaletsiz işte. Hem insan hem de kurumlar için. Ne kadar başarılı ve titiz olursan, çıtayı yükseltiyorsun, karşıdakilerin beklentilerini yükseltiyorsun. Bu durumun sana hata ile ilgili tolerans sağlamasını, bir nevi kredi biriktirmesini bekliyorsun ama nafile. Tersine bu durum kişinin/kurumun hatasızına tahammülsüzlük olarak dönüyor.  

Başarılı olmanın lütfu güvenilmek, laneti de güvenilmek. 

Ancak herkesten her daim ‘daha iyi olma’ zorunluluğu bir süre sonra kişinin adalet algısına dokunduğu için o kişinin performansını ortalamaya bilinçsizce de olsa çekmesine yol açabiliyor. 

Ben ki insanın tutarlılığının başarı ve ilişkiler için kritikliğine çok inanırım, bazen şeytan kaçıyor içime, 

Acaba, diyorum, özgürlüğümüz tahmin edilmez olmakla da mı alakalı?

Reklam

Bir lütuf ve bir lanet: ‘Senden hiç beklemezdim’” için bir yanıt

  1. Ama Sorumluluk duygusunu hisseden insan kendisini hesap verme zorunluluğunda hissettiği için bu genelde okların ucunda oluyor. Güvenilmek maddi bir karşılığı olmasada herzaman insanın karakter erozyonuna uğramasını engelliyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s