Bazılarıyla iletişim ön-konuşma ister

Biriyle iletişim kurmak, konuşmak ve dinlemenin çok ötesinde bir kavram. Çok sık konuşup ileteşemediğimiz pek çok insan oluyor hayatımızda. Bir problem üzerine konuşan iki kişiyle daha sonra bu konuşmanın detaylarını konuştuğunuzda ikisinin ne kadar farklı şeyler algıladığını görebilir, ve iletişim kazasına maruz kalmanın ne kadar olası olduğuna şaşırabilirsiniz.

20130731-093532.jpg

Bazı insanlar var, bir dertleri olduğunda anında yanınıza gelir ve dertlerini tüm açıklığıyla konuşurlar. Ama bazıları vardır ki, dertlerini konuşmaya hemen başlayamazlar. Bazen biri gelir yanınıza örneğin, havadan sudan konuşur ama aslında başka birşey söyleyeceğini hissedersiniz. ‘Birşey mi oldu?’ diye sorarsınız. ‘Yoo, yok birşey, öylesine uğradım’ der ama gözlerinde tuhaf bir ısrar vardır. Ya da bazen çok da anlam veremediğiniz bir cümlecik söyler ve gider. Siz de rutininize geri dönersiniz.

Aslında o kişinin bir derdi vardır söyleyecek, ama ya konuya girememiştir, ya da direkt iletişimde zorlandığı için o anlam veremediğiniz cümleciğe bir anlam yükleyip ‘ima ile iletişim’ yolunu seçmiştir. Birinci durumda en azından tekrar denemesini ümit edebilirsiniz, ama ikinci durumda durum çok fena, çünkü sizin onu anladığınızı zannederek gitmiştir ve bir sonraki aşamada sizin onun derdini önemsemediğinizi düşünecektir, sizin haberiniz bile yokken 🙂

Bu durum kişilik testlerinde içedönük-duygusal yanı ağır basanlarda sık rastlayabileceğiniz bir durum. Karşınızdaki kişinin iletişimini geliştirmesine yardım etmek ve olası iletişim kazalarını engellemek için yapabilecekleriniz var:

  • Sürekli çalıştığınız biriyse, onunla iletişime fazladan zaman ayırın. O zaten diğerlerinden daha az sizinle konuşuyordur, bu süreleri arttıran taraf olun.
  • Direk konuya dalmayın, ya da dalmasını beklemeyin. Önce rahat bir iletişim ortamının sağlanması için sohbet edin. Bazı insanların konuya gelmek için zamana ihtiyaçları oluyor, o zamanı ona tanıyın.
  • Konuştuğunuz konuyu kafasında toparlayıp düşünmesi için zaman tanıyın. Örneğin üzerinde konuşacağınız konuyu ona önceden söylemek, toplantı gündemini toplantıdan önce duyurmak, tıkandığını hissederseniz o noktada kesip devam edeceğiniz toplantının zamanını belirlemek gibi.
  • Soru sorun. Kendiliğinden başlaması zor olduğu için soru sorarak ona yardım edebilirsiniz. Sadece ‘nasılsın’ yetmeyecektir, cevaba göre birkaç adım soruyla daha ileri gitmeniz gerekecektir. Günümüzde ‘nasılsın’ maalesef biraz Amerikalıların kullanımına dönüşmüş durumda, cevap genellikle iyiyim oluyor ve birbirimizin cevabını çok da merak eder görünmeden, o daha cevap verirken konuya geçiveriyoruz.
  • Size çok da anlamlı gelmeyen bir cümle söylediyse üzerinde mutlaka durun, o cümleyi sorgulayın, anlamaya çalıştığınızı gösterin. Anlattıklarından ne anladığınızı özetleyin, ‘doğru mu anlıyorum’ diye sorun.
  • İş dışında konular konuşarak yanınızda rahat olmasını sağlayın. Dışadönük kişiler siz buna çaba sarfetmeden yaparken, içedönükler anlatamayabilir, hatta evde çocukları hasta akılları ondayken söyleyemeyebilirler. İleride neden söylemediğini sorduğunuzda alacağınız cevap ‘sormadın ki’ olacaktır.
  • Onun anlattığı ile sizin anladığınızın farklı olduğunun ortaya çıktığı durumlar olursa bunu konuşma ve geribildirim verme fırsatını kaçırmayın. Ne anladığınızı, neden öyle anladığınızı konuşun, böylece sonraki konuşmalarda neyi farklı yapmanız gerektiği konusunda karşılıklı geribildirim almış olursunuz.
  • Son olarak bunları mümkünse bu önerileri dışadönük-rasyonel kişiliklerde sakın kullanmayın 🙂 Onlar sizi konuyu dağıtmak ve zaman çalmakla suçlayabilirler 🙂

Resim: MS Office Word clipart

Yorum bırakın