Herkes “Great Place to Work / Çalışılacak En iyi işyeri” olmak istiyor, ama inovasyon ve sürekli gelişim için “Great Place to Fail / Hata Yapmak için En İyi İşyeri” olmak gerekiyor.
Washington DC’de 15000 insan kaynakları profesyonelinin bir araya geldiği, dünyanın en büyük İK konferansı SHRM16’da en beğendiğim konuşmacı Boston College İşletme Fakültesi dekanı ve The Idea Hunter kitabının yazarı Andy Boynton oldu. Blogumu okuyanlar farketmişlerdir, İK kongrelerinde en ilham verici konuşmaların “iş insanları” olduğunu düşünürüm, biz İK’cılar bazen çok kendimiz çalıp kendimiz dinliyoruz, trendler ve iş dünyasının ihtiyaçları ise bu sunumlarda gizli oluyor.
Fikir peşinde neleri göze alabilirsiniz?
Sunum efsane bir hikaye ile başladı. Walt Disney ilk zamanlarda animasyon üzerine çalışıyormuş. Her gün sanatçılar ofise geliyor, bütün gün çiziyor ve beğenmeyip çöpe atıyorlarmış. 
Bir gün bir sanatçı sabah geldiğinde masasında kırışık bir kağıt bulmuş. Açmış, ve bir önceki akşam çıkmadan çöpe fırlattığı çizimlerinden birini görmüş. Üzerinde bir notla:
Bu kadar kolay vazgeçme, iyi fikir. Walt
İşte o kırışık kağıttaki çizim hepimizin bildiği Goofy’nin ilk eskizi. 
Fikir peşinde koşmak böyle birşey:
Fikir peşinde koşmak böyle birşey:Walt Disney en parlak fikirlerin sanatçıların kafalarında gizli olduğunu biliyordu ve çöp karıştırma pahasına da olsa peşlerine düşmüştü.
Fikirler mutlaka orjinal mi olmalı?
Boynton’un ikinci altını çizdiği nokta orjinallik takıntımız oldu. Orjinal olmak zorunda hissetmenin gereğinden fazla önemsendiğini, asıl önemli olanın ilhamlanmak olduğunu anlattı. Aşağıda gördüğünüz 1983’deki HP butonu ipod için ilham kaynağı olmuş örneğin. Bu konuda okumak isteyenlere Steal Like An Artist kitabını öneririm.
Design thinking / Tasarım odaklı düşünmek:
GE’den Doug Dietz 20 yılını MR cihazını tasarlamakla geçirdikten sonra hastanede çocukların korktuğunu ve ağlayarak cihaza girdiğini görünce çok üzülüyor ve çocukların seveceği bir deneyim tasarlıyor.
Cihaza girerken sakinleştirici kullanması gereken çocuk sayısı %80den %10a düşüyor.
Bir çocuk ‘anne yarın da gelebilir miyiz?’ diyor.
Bu inovasyondur. Peki neden daha önce olmadı diyeceksiniz? Çünkü ona satış raporları ve cihazın ne kadar başarılı olduğu çok sattığı haberleri geliyordu, ama hiç müşterinin yanında olmamıştı, empati yapma ihtimali olmamıştı.
İK’da nasıl yapabiliriz derseniz cevaplar burada.
Edison’un buluş fabrikası ve yetenek kriterleri:
Edison tek başına çalışan bir mucit değildi. Aşağıda buluş peşinde koştuğu ve elektrik teknisyenlerini yanında çalıştırdığı “buluş fabrikası”nın resmin görebilirsiniz.
Sıkı durun: Edison yanına alacağı kişilere sınav yapıyormuş:
Soruların farklı farklı alanlardan ve alakasız olduklarını fark etmişsinizdir.
Edison bu sorularla neyi anlamaya çalışıyordu?
Merak, öğrenme becerisi, geniş perspektif, farklı konulara ilgi duyma…
Günümüz “yetenek” tanımına ne kadar yakın, değil mi?
Hatalara bakış açısı:
1890’da Edison
“Hatalarım en büyük hazinem, hatalarımdan öğreniyorum.”
demiş. Biz bugün hala Harvard Business Review kapağında hata yapabilmeyi konuşuyoruz!
Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’a Fire telefonun büyük başarısızlık olduğunu söylüyorlar bir ropörtajda. Bu konu onu hiç rahatsız etmediği gibi şöyle cevap veriyor:
“Ben öyle çok hata yaptım ki, amazon.com’da binlerce dolarlık hatalar yaptım. Siz farkında olmadınız.”
Inovasyon denemelerin sonucudur. Akıllı ve zararları küçük, kontrollü deneyler.
Ve karşınızda iletişim, iletişim, iletişim…
Konuşmanın sonunda bizi bir sürpriz bekliyordu.
Konu iletişime ve takım çalışmasına bağlandı!
Önemli olan iletişimi nasıl yönettiğindir.
İnovasyon için konuşma/tartışma kısmını bir süreç gibi görmeli ve bu süreç için kurallar koymalısınız. Ancak öyle tüm fikirler duyulabilir olur ve en iyisi hayata geçebilir. Aşağıdaki videoda olduğu gibi:
Catalyst Yazılar 