1100’ü 80 farklı ülkeden olmak üzere toplam 13000 katılımcının akın ettiği SHRM konferansının açılışını Condoleezza Rice yaptı. Bir İK konferansının açılışını neden yapacağını anlamamıştım, anlamamakta haklıymışım aslında, İK’ya değindiğini duymadık. Son derece politik bir konuşma yaptı ve Amerikalıların dil, din, ırk gibi değerlerle değil, “özgür insan, özgür piyasa” değeriyle birbirine bağlı olduğunu, Amerika’nın dünyanın heryerine özgürlük getirdiğini anlattı. Ve 12000 Amerikalı kendisini ayakta alkışladı. Benim çıkarımlarım ise şöyle:
Amerikalılara doğdukları günden itibaren pazarlama ve ülkeye bağlılık dersi veriliyor diye düşünüyorum. Siz hiç New York’un pis koktuğunu (ki kokar) söyleyen bir New York’lu gördünüz mü? Peki eski bir politikacısını bir nedenle gelip konuştuğu bir ortamda, görüşüne katılsa da katılmasa da ayakta alkışlayan bir Türk grubu? New York’ta havaalanında pasaport kontrolüne girersiniz mesela, uzuuun bir kuyruk, önünüzde her açıdan görülebilen bir ekran, sözde haberler açıktır ama ne hikmetse o haberler mutlaka Amerişka’nın değerlerinden bahseden politik bir figürü gösteriyordur.
Konferansın ikinci gününde bir Amerikalı grupla yemek yedim ve bu tespitlerimi onlarla da paylaştım, bilin bakalım ne dediler? “Wooow, hiç böyle düşünmemiştik, ne farklı bir bakış açısı…” Eleştiriye “farklı bakış açısı” diye bakabilen bir kültür olabilmemizi yürekten diliyorum. 🙂