Size muhteşem 2 kadının hikayesini anlatacağım bu sefer. Azmin, emeğin, hedefe kilitlenmenin neleri değiştirebileceğini göreceğiniz 2 hikaye.

İlk kahramanım Bessie Coleman. Bessie, zenci bir kadın olarak Amerika’da 1920’lerde pilot olmak istiyor. Ancak okula bile alınmıyor.

Bunun üzerine Fransızca öğrenip Fransa’ya eğitim almaya gidiyor ve 1921’de Amerika’nın ilk zenci kadın pilotu oluyor.

Kariyeri maalesef kısa sürüyor, 5 sene sonra uçak kazasında ölüyor. Ondan geriye şu muhteşem hayat amacı kalıyor:

Uçmayı öğrenmek ve ırkımın erkek ve kadınlarını bu konuda yüreklendirmek için hayatımı riske atmanın görevim olduğunu düşündüm. Uçmadan önce yaşamamış sayılacağını biliyor muydun?

Bessie’nin bu muhteşem cümlesini gördüm ilk duvarda. gözüme “erkek ve kadınlar” vurgusu takıldı. Havacılık ve Uzay Müzesi’ndeyiz(1), tahmin edebileceğiniz üzere kahramanların tamamına yakını erkek, ben de bir erkeğin cümlesinin içine kadın vurgusu koymasına şaşırdım. Sonra farkettim ki benim varsayımım yanlış, cümlenin sahibi bir kadın. Maalesef bu dünyada kimse çekmediği acıları anlamıyor. Bir erkek, bu cümleyi erkek-kadın ayrımı yapmadan kurardı, kendi kadınlara uygulanan ayrımcılığı algılamadığı için. Ne acı.

İçinizden ay eskiden öyleymiş şimdi hayat negzel ırkçılık yok ayrımcılık yok kadınlar Amerika’da erkeklerle eşit falan gibi pembe cümleler geçiyorsa buyrun 2. kahramanıma.

Misty Copeland ile tanışın.

Misty 13 yaşında baleye başlıyor. Bir balerin için çok çok geç bir yaş. Hem zenci olduğu için hem de zengin bir aileden gelmediği için dışlanıyor. Yeterince “petite” – minnak ve tahta göğüslü vs bulunmadığı için de beğenilmiyor.

Ama yılmıyor.

Ve Amerika’nın ilk zenci başbalerini oluyor.

Videoya İngilizce bilmiyorsanız bile bir göz atın. Misty’nin hikayesini anlatırken gözlerinin içine ve dudaklarının kenarlarına sinmiş hayalkırıklıklarını sezeceksiniz.

İsteyince sizin için neler mümkün? Bir kez daha düşünmek ister misiniz?

(1)Amerika’da Washington şehrinde dev bir müze zinciri var: Smithsonian. Tümü devlet destekli ve ücretsiz bu müzeler, hem çok zengin içeriğe sahip, hem interaktif uygulamalar ve dijital sürprizler de içeriyor. Amerikalıların bir kısmının çocuklarla haftasonu eğlencesi bu müzelere gitmek (yazar burada derin bir iç çeker.)