Ben size burada büyük bir sır vereceğim ama biliyorum bu sırra inanmayacaksınız, ikna da olmayacaksınız. Bir kulağınızdan girecek, bir kulağınızdan çıkacak.

Belki bir gün, çok görmüş geçirmiş ve bunlardan öğrenebilmişseniz, bu sırrı kendiniz yeni bir bilgiymiş, kendiniz keşfetmişsiniz gibi bir aydınlanma anı ile fark edeceksiniz. Aklınıza bunu yıllar önce okuduğunuz falan da gelmeyecek.

Ama ben yine de yazacağım. Belki de okuyanlardan bazılarının aklını çelebilirim diye ümit edeceğim. Bu sır sizi kariyerinizde ve iş başvurularınızda özgürleştirecek çünkü.

Hazır mısınız? (beklentiyi çok yükseltmeseydim iyiydi)

Mülakattan olumsuz sonuç almak sizi başarısız yapmaz, olumlu sonucun başarılı yapmayacağı gibi. Boşuna kastırmayın, kasılmayın, yıkılmayın.

Neden mi?

• Diyelim ki ehil olmayan bir İK’cının eline düştünüz. Bu durumda muhtemelen iş yapışınız, performansınız, yetkinlikleriniz gibi değerlendirmeye etki etmesi gereken faktörlerle değil, hale etkisiyle ve duygusal kararlarla sonuca giden bir mülakat yaşayacaksınız. Bu durumda sonuca etki etmeniz zaten mümkün değil, mülakatçının dün restoranda tartıştığı yan masadaki adamla aynı gömleği giymiş olmanız bile maalesef sizi eletebilir. Bu insan olmanın getirdiği bir “bug” – defo mu diyeyim? Yapacak bir şey yok yani. Kabullenin, rahat edin.

 

• Diyelim ki ehil bir İK’cının eline düştünüz. Hale etkisinden, yetkinliklerden, okulun iş başarısının göstergesi olamayacağından, bir önceki performansınızı bu şirkete taşıyıp taşıyamayacağınızı şirketlerin kültürleri ve pozisyonların sorumluluklarının paralelliği ile değerlendirebilen, davranış bazlı sorular sorabilen, yapılandırılmış mülakat yapan bir İK’cı… bu durumda bu İK’cı sizin pozisyon ile birebir örtüşüp örtüşmediğinizi irdeleyecektir. Ve aradığı eşleşmeyi bulamadığı zaman başka adaya geçecektir. Bu sizi başarısız yapmaz. Sadece o pozisyon için gerekli kriterlerden biri sizde yoktur, daha önce ihtiyacınız olmadığı için geliştirmediğiniz bir yetkinlik, edinmediğiniz bir bilgi… bu da sizi başarısız yapmaz.

İkna olmadınız mı? Son darbeyi indiriyorum.

• Mülakatın tamamen objektif olma ihtimali sıfırdır. Karşınızdaki ehil olsa da olmasa da gerçek bu. Maalesef insan objektif karar verebilen bir varlık değil. Teraziye koyup ölçemiyor karşısındakini. Mülakat dediğin hepi topu belirli bir süre. Senelerce arkadaşlık edip “hiç tanımamışım” dediğin arkadaşınız olmadı mı? Mülakat yapan insandan nasıl 1-2 saatte karşısındakini tam olarak tanımasını bekliyorsunuz?

Uzun lafın kısası; tekrar ediyorum,

Mülakattan olumsuz sonuç almak sizi başarısız yapmaz, olumlu sonucun başarılı yapmayacağı gibi. Boşuna kastırmayın, kasılmayın, yıkılmayın.

Üstelik bu gerginlik sizin mülakat performansınızı düşürür, çünkü stresten düzgün düşünemez ve mülakatta kendiniz olamaz, kendinizle ilgili örnekleri hatırlayamazsınız.

Siz siz olun, mülakatların üzerine bu kadar büyük anlamlar yüklemeyin.

 

 

Photo credit: “Business People In The Meeting” by Ambro – freedigitalphotos.net