Size sahtekar diyebilir miyim??: Sandığınız kadar dürüst olmayabilirsiniz :)

İnsanlar neden sahtekarlık yaparlar? Muhtemelen yapacakları sahtekarlığı getiri-götürü-risk üçgeninde değerlendirirler. Peki toplumun ne kadarı sahtekardır? Ben dürüstüm, siz okuyucum da dürüst birine benziyorsunuz, ikimizi örneklem kabul edersek çoğunluk dürüst, ama bir kısım insan çok sahtekar diyebiliriz. Ama bu dediklerimiz tümden yanlış.

Siz sahtekarsınız.
Ben de sahtekarım.
Ben demiyorum, Dan Ariely diyor 🙂

Davranışlarımızın rasyonel olmadığını anlattığı Coursera dersinin üçüncü haftasında Ariely dürüstlüğü mercek altına alıyor. Hile yapmanın getiri-götürü-risk dengesi ile alakasız olduğunu söylüyor ve diyor ki:

Hepimiz hem dürüst hissetmek hem de hile yapmak istiyoruz. Dürüst hissedebileceğimiz ölçüde hile yapmak doğamız. Yaptığımız işi rasyonelleştirebileceğimiz ölçüde hile yapıyoruz. Kendimizi rahat hissedebildiğimiz bir hilekarlık ‘marjında’ dans ediyoruz. İş bu ‘ölçü’yü düşürmede.

20130417-000500.jpg
Deneylerinde insanlara yakalanmadan hile yapıp daha çok para kazanabilecekleri bir görev yaptırıyor. Ve sonuçlar çok şaşırtıcı çıkıyor:

Denekler arasında büyük hileler yapanlar yok. Herkes ufak ufak hile yapıyor. Normalde ortalaması 4 çıkan bir görevde insanlar daha çok para alabilmek için ortalama 6 çıkarıyorlar.

Hile yapma marjını artıran 3 şey var:
Para değil başka ‘madde’lerin söz konusu olması: buzdolabında sahibini bilmediğimiz kolayı alıp içiyoruz ama o kolanın ederi eden 1 doları buzdolabında bulunca almıyoruz. İşyerinin kasasından 3 dolar almayı düşünmüyoruz bile, ama işyerinden eve 3 dolarlık kırtasiye malzemesi götürmekte bir sakınca görmüyoruz.
Sosyal onay: başka birinin hile yaptığını gördüğümüzde sahtekarlığı normalleştiriyoruz. Hile yapıp daha çok para alan birini gören denekler ortalaması 4, hileli ortalaması 6 olan görev deneyinde ortalama 8 çıkarıyorlar 🙂
Yaratıcılık: inanmayacaksınız ama öyleymiş. Yukarıda hatırlarsanız ‘Yaptığımız işi rasyonelleştirebileceğimiz ölçüde hile yapıyoruz’ demiştik ve yaratıcı insanlar kendilerine inandırıcı hikayeler anlatmakta daha başarılılar.

20130417-000549.jpg
Hile yapma marjını azaltan 1 şey var:
Yapılacak işten önce etik kuralları hatırlatmak
. Örneğin 10 Emir’i hatırlaması istenen denek grubuna daha sonra yukarıda bahsi geçen görev verildiğinde hile sıfıra iniyor. Etik ve ahlaki değerleri hatırlamak işe yarıyor. Bu bağlamda formların sonunda olan ‘doldurduğum bilginin doğru olduğunu beyan ederim’ maddesi ve imza yeri formların başında olduğunda, doldurulan formlardaki hile oranı azalıyor.

Hile yapmanın marjını değiştirmeyen şeyler de var:

Getirinin büyüklüğü. Sanılanın aksine hilekarlık oranını değiştirmiyor.

Bu sonuçlar aslında insan yönetiminde pek çok kararın gözden geçirilmesine ihtiyaç duyduruyor. Örneğin şirket arabalarına verdiğimiz akıllı benzin kartları, yerine vereceğimiz nakit paraya göre suistimale daha açık görünüyor. Şirkette doğruluğu önemli evraklar (iş başvuru, sağlık sigortası vs) doldurulmadan imza alınması dürüst cevapları arttıracak gibi görünüyor. Etik olmayan bir davranış sergileyen ve bundan zarar görmeyen bir çalışan ardından onu ‘sosyal onay’ olarak gören pek çok çalışanı etik olmayan davranışlara sürüklüyor.

Ariely en çarpıcı sonucu sona saklamış. Aşağıdaki grafiğe bakarsanız, Ariely araştırması boyunca 18000+ denekle çalışmış.

20130417-000415.jpg
Bu deneklerin sadece 12si büyük çapta hile yaparken, 18000i ufak hileler yapmış. Bu 18000in götürüsü ise 36000! Yani şirketinizdeki sistemleri ‘büyük hırsız’ları yakalamak için değil, ufak, belki gözardı edilebilir ölçüde hileleri engellemek üzere kurun.

Reklam

Size sahtekar diyebilir miyim??: Sandığınız kadar dürüst olmayabilirsiniz :)’ için 3 yanıt

  1. Sahtekarlik yapmamak için 10 emre kaldıysak vay halimize. İnsanoğlu zayıf ve muhakemesiz bir çoğunluk, güçlü ama muhakemesiz bir azınlık ve olgun bilge ve muhakemeli bir kaç kişiden oluşuyor. Kim kazanacak dersiniz? Yabancıların deyimiyle “Honesty or dishonesty?”

    1. Aslında 10 emir değil bize ahlaklı, etik ve doğru olmayı herhangi bir şey işe yarıyor. Dan Ariely dersin online final sınavının başına annemizin bizimle gurur duymasını hatırlatan bir şey koymuş mesela. Anneler sahtekarlıktan gurur duymazlar fikri bizi hizaya getirecek 🙂

      1. Adaleti ve kuralları dayatan baba imgesidir diye düşünüyorum. Annelerimiz biz üzülmeyelim diye sahtekarlığa göz yumarlar gibi geliyor bana. bence ne anne ne baba figürü yeter sahtekarlıkları sona erdirmeye. Hala çocuk kalmış bir toplum olduğumuzu düşünmeden edemiyorum doğrusu..

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s