Küçüklüğümden beri bir işletmenin başarılı olması için patronun başında durması gerektiğini duyar dururum. Bazı patronlar da bunu duymuş olacaklar ki sahip oldukları başarılı işletmelere sadece bunu duydukları, bu cümleyi mahalle baskısı olarak hissettikleri için, yani işletmelerinde ‘bulunmuş olmak için’ işletmelerine arada bir uğruyorlar.
Ve onlar geldiğinde herşey saçmalıyor.
Hata yapmayan çalışanlar hata yapmaya, ortam gerilmeye, işler sarpasarmaya başlıyor.
Çünkü efendim;
İşletmelerinde sürekli bulunmayan patronların genelde çok iyi bir ikinci adamları vardır. Ya da kendi kendini iyi yöneten bir takımları (self-managing team). Patron geldiğinde patronun egosu da gelir. Patron ben buradayım demek ister ve işletmede o sırada tıkır tıkır işleyen bir süreci birden değiştiresi gelir. Patron sürekli orada olmadığı için aslında çok hakim değildir, ama biryerlerden duymuş ya da okumuştur, harika bir fikir diye görünmektedir. Kendi işletmesinin kültürüne uyup uymayacağını, çalışanların motivasyonunu nasıl etkileyeceğini düşünmeden uygulamaya almaya karar verir. Daha da güzeli, kimsenin de fikrini sormaz.
Örneğin takım iş yükünü düzgünce paylaşmıştır ama patron gelir, kimin güçlü yönü ne hakim olmadan iş bölümünü tekrar düzenler. Veya ekip müşteri geribildirimlerine göre inisiyatif kullanıp bir karar almıştır, bu nereden çıktı deyip o kararı ezer. Çalışanlara da hem mutlu görünüp hem patronu ele vermeden o kararı neden hayata geçiremediklerini anlatmak kalır.
Öyle ya bu işletme sahipsiz değil. Ben patron olarak azcık höt zöt yapayım da herkes hizaya gelsin. Otorite iyidir iyi. Yoksa herkes gevşer.
Hazır oradayken tüm yanlışları düzeltecek ya, her bir çalışana eleştirilerini sıralıyor. Patrondan bir olumlu cümle duymayan, takdir edilmeyen, ‘Allah şimdi nereden vuracak acaba’ diye strese giren çalışanların tüm enerjisi düşüyor, dikkatleri işlerinden kopup patrona kayıyor, böylece de olmayacak hatalar gelmeye başlıyor. Arada bir sadece fırça atmaya gelen bir patron etraftayken çalışmaktan daha stresli birşey olabilir mi?
Diyeceğim odur ki, işletmelerinize dostlar alışverişte görsün diye gitmeyin. Size rağmen başarılı ise işletmeniz, bari gölge etmeyin.
“Image courtesy of [stockimages] / FreeDigitalPhotos.net
Çok çok iyi tespit! Ağzına sağlık!
🙂 teşekkür ederim
Sn. Evren çok güzel ifade etmişsiniz. Her tespitnizi yaşayarak öğrenenlerdenim. 29 yıldır hemen her pozisyonda ve görevde çalışmış bir yönetici olarak, ikinci nesil patronun yazınızdaki gibi bir patron olması nedeniyle işyerinden ayrılıyorum.