Herkes teşekkür bekliyor ama kendi teşekkür etmiyor

Çalışan memnuniyetinin ve istekliliğinin (engagement) sırrını çözmeye çalışan pek çok araştırmada takdir öne çıkıyor. Takdirin çalışanları ne kadar motive eden bir yöntem olduğunu, üstelik maliyeti olmayan ve çok düşük olan bir “yatırım” olduğunu global bir Towers Perrin araştırmasını da içeren ve her güne bir takdir önerisi listesi sunan The Carrot Principle kitabında ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz. Çalışan memnuniyeti araştırmalarında da genellikle çalışanların yöneticileri tarafından yeterince takdir görmediği yönünde sonuçlar çıkar. Anlaşılan o ki dünyanın her yerinde küçük bir teşekkürü bekleyen bir çalışan kitlesinin bireyleriyiz. Hal böyleyken, kilit soruya geliyoruz: Takdir etmeyenler sadece yöneticiler mi?

Sahi, en son ne zaman bir garsona çay getirdikten sonra gerçek bir tebessümle teşekkür ettiniz? Veya spor salonunda su sebiline damacanayı zorlukla yerleştiren görevliye? En son ne zaman yan masadaki arkadaşınıza işinize yardım ettiği için içtenlikle teşekkür ettiniz? Herkes yöneticilerin teşekkür etmeyi bilmemesinden şikayetçi, ama gidin bir cafeye, masalarda oturanları gözleyin, onlara servis yapan insanları nasıl görmezden geldiklerini, yoklarmışcasına davrandıklarını farkedeceksiniz. Yemeği 2 dakika gecikince, çayı azıcık soğuk gelince kıyameti koparan bizler, işler yolunda gittiğinde ise derin bir sessizliğe gömülüyoruz.

İşyerlerimizde de “teşekkür kıtlığı” içinde yaşıyoruz. Bir arkadaşınıza kendi zamanınızdan feragat ederek yardım ettiğiniz bir olaydan sonra “Yaptım da ne oldu”, “Bir dönüp de teşekkür etmedi” hissi ile akşam başbaşa kaldığınız zamanlar olduğuna eminim. Ama “teşekkür kıtlığı” bir kader değil 🙂 Aslında, kurum kültüründe çalışan olarak en çok etkiyi yapabileceğimiz alanlardan. Deneyin, siz içtenlikle teşekkür ettikçe, teşekkür ettiğiniz kişi de size yeri gelince teşekkür etmeye başlayacak. Teşekkür etmek onun alışkanlığı haline gelince bu sefer o da başkalarına bulaştıracak 🙂 Tabii sözle kalmayıp daha kalıcı bir iz bırakmayı deneyebilirsiniz, el yazınızla ufak post-it yazıp iş arkadaşınızın masasına bırakın mesela, bu kadar ufak bir detayın yarattığı etki sizi şaşırtabilir.

Genel olarak eleştiriye daha yatkınız. Eleştirilerimizi çok daha kolay dillendiriyor ama memnuniyetimizi çok da söylemeye yanaşmıyoruz. Bir yandan takdir görmemekten bahsediyor, bir yandansa biz de etrafa aynı şekilde davranıyoruz. Bu zinciri kırmak için bir davranış değişikliğine gitmek bizim elimizde. Lütfen etrafınızda size “iş yapan” astlarınızı, servis görevlilerini, temizlik görevlilerini, evinizdeki temizliğe gelen yardımcıyı “yeni bir gözle görün”. Evet bu insanlar bu iş için para alıyor olabilirler, evet bu işler onların görevleri olabilir, ama yaptıkları iyi işler takdir görmedikçe aynı paraya daha iyisini yapmak için bir zahmet göstermeyecekler. Ve unutmayın, neden teşekkür ettiğinizi açık açık söylediğinizde aslında bir çeşit görünmez kontrat imzalıyorsunuz: “Bu işi bu kadar kısa sürede bitirdiğine inanamıyorum, teşekkür ederim” dediğiniz kişi, aynı iş bir daha yapılacağı zaman ya aynı sürede ya da daha kısa sürede o işi bitirecektir, çünkü siz o teşekkürle omzuna “iyi olma” etiketini yapıştırmış oluyorsunuz!

Reklam

Herkes teşekkür bekliyor ama kendi teşekkür etmiyor” için bir yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s