İnsan Kaynakları Zirvesi’nin ardından:Belirsizliğe hazırlanma rehberi

Smart Simplicity / Akılcı Sadelik temalı 2016 İnsan Kaynakları Zirvesi’ni geride bıraktık. Zirve, temasına uygun sadelikle ve sadeliğe davet eden konuşmalarla her sene olduğu gibi bu sene de katılımcılarına ilham verdi.

Tüm konuşmaları dinleyip Lütfi Kırdar’dan adım attığımda bende bıraktığı düşünce ise şu oldu: Şu ankinden çok daha belirsizlikler ve zorluklarla dolu bir iş dünyası kapımızı çalmak üzere, ve bu dünyada başarılı olabilmek için eski bildiklerimiz işe yaramayacağından bizi başarıya götürebilecek yetkinliklerimiz merak etmek, soru sormak, iyi ilişkiler kurmak ve hatadan korkmamak.

Zirve konuşmalarında belirsizliğe övgü vardı, belirli zannettiklerimize ise kuşku…

  • Whitney Johnson limitlerin distruptor’lar (sahi bu kelimenin de Türkçe’si yok sanırım… Daha iyisini bularak var olanı yok edenler) için yaratıcılık kaynağı olduğunu söyledi, ve “korkuyor ve yalnız hissediyorsanız muhtemelen doğru yoldasınızdır” dedi.
  • Steven DeSouza ise gözümüzün önünde olan veya belirli kaynaklardan gelen veriye fazla güvendiğimizi, o nedenle “gözümüzü kapatıp tüm duyularımızla algılamamızı” önerdi.

    “Sizi sorularınızla olmaya davet ediyorum, bilmiyorum dersem etraf ne der baskısından kurtulun ve soru sorun, bilmediklerinizin getireceği olasılıklar için heyecanlanın”

    Konuşmasının başlığı “Bilmemenin Gücü”ydü: Bilmenin güç olduğu zamanlardan bilmemenin güç olduğu zamanlara… Alışabilecek miyiz?

  • Steve Chapman ise organizasyonların basit bir nesne değil karmaşık ve etkileşimli bir süreç olduğunu, dolayısıyla lineer yaklaşımların işe yaramadığını anlattı. Hata yapmaya da övgü yaptığı konuşmasında ilk kez yaptığınız bir işi hatasız yapmayı beklemenin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulattı. “Güvenli Belirsizlik” alanını tanımladı, ve İK’cılar için bir vizyon çizdi: Güvenli Belirsizliğin Sağlayıcısı İK.uncert
  • Peter Hawkins ise gözümüzün önündekini göremeyebileceğimizden bahsedip “farketmenin gücü”ne değindi. Baktığımız yerde fark etmediğimiz noktaları görmek için sürekli egzersiz yapmamızı önerdi:
    • Şu anda etrafta ne oluyor?
    • Daha önce fark etmediğim ne var?
    • Benim içimde ne oluyor?

Aklıma geçenlerde Blinkist’ten özetini okuduğum, liderlerin ancak “görebilme” kapasitelerini geliştirerek doğru kararlar verebileceğini anlatan The Power of Noticing / Fark Etmenin Gücü kitabı geliyor. Zirveden çıktığımdan beri hep bu egzersizi yapmaya çalıştım. Öyle çok “hep bakıp ilk kez gördüğüm” şeyle karşılaştım ki şaşırmamak elde değil.

Gözünüz yeterince korkmadıysa devam edeyim 🙂

Peter Hawkins bu güne kadar yaptığımızdan farklı bir İK yapmamız gerektiğini vurguladı (İK yapmak bir garip Türkçe oldu ama bu seferlik idare etseniz? Garip olduğu kadar da anlaşılır oldu çünkü). Aşağıdaki denklem beni ürpertti desem yalan olmaz: Organizasyonel öğrenmenin çevrenin değişim hızından yüksek olması gerektiğini söyledi. Dünyanın değişim hızını düşününce ürpermemek mümkün mü?fotoğraf 2

Hawkins stratejiyi tek bir cümleye sığdırmış:

ik twit

Yarının dünyasının ihtiyacı olan neyi eşsiz şekilde yapabilirsin?

Hawkins’in en çok üzerinde durduğu konu ise ilişkiler oldu. Kurumlarda kaç koç çalışıyor olduğu ile koçluk kültürünün olup olmadığının aynı şey olmadığını vurguladı. Hala bunu anlamamakta direnenler var ancak ne geliyorsa başımıza ilişkileri yönetememekten geliyor 🙂

En beğendiğim konuşmalardan biri ise Serdar Lale’nin konuşması oldu. Belirsizliğin içinde başarılı olabilecek liderlerin muhakeme yeteneğinin gelişmesi gerektiğini ifade eden Lale, eğitimlerin kişileri yatay olarak geliştirdiğini, muhakeme yeteneğinin ise dikey olarak ve ancak tecrübe ile geliştiğini anlattı. Liderleri geliştirmek için yüzleşmek zorunda olduğumuzu, geribildirimden veya öğrendiklerimizi uygulamaktan kaçarak liderlik özelliğinin gelişmeyeceğini anlattı. “3 kere geribildirim eğitimi aldırdık hala veremiyor ne yapalım?” sorusunun anlamsızlığını vurguladı, geribildirimi vermeye başlamazsan 10 eğitim alsan boş 🙂

Bir ilgi çekici detay da Tanyer Sönmezer’in konuşmasından… Sönmezer gelecekte başarılı olmak için gücü doğru dağıtmanın önemini anlattı ve tek işi onaylamak olan ara kademenin şirketleri yavaşlatıp daha karmaşık hale getirdiğini söyledi. Dünyanın en başarılı otellerinden Ritz Carlton’da kapıda çalışan görevlinin müşterinin kıyafetine zarar verirse hiç onay almadan 2.000 dolara kadar müşteriye kıyafet alma, veya havaalanı için taksi bulamayan müşteri için genel müdürün arabasını talep etme yetkisi olduğunu anlattı. Etkileyici bir çeviklik değil mi? VUCA dünyasına uygun, çevik ve yatay bir organizasyon…

Size bir soru ile hoşçakalın diyeyim.

yol

Yolcu,

patika yoktur,

patika yürüdüğünde oluşur.

 

Önünüzde bir patika olmasa nereden yürürdünüz?

#ikzirvenotları #ikzirve #iktendleri #ikkongre însankaynaklarızirvesi#ik2016

 

İK trendlerini takip edenlere not: 2015 SHRM Kongresi notlarına buradan ulaşabilirsiniz.

 

İnsan Kaynakları Zirvesi’nin ardından:Belirsizliğe hazırlanma rehberi’ için 2 yanıt

Yorum bırakın